Muhterem M. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin defni sırasında, Amerikalı Müslüman gruplardan kanaat önderleri de hazır bulundular. O kalabalıkta bir kürek, hiç olmazsa bir avuç toprak atmak için gayret gösterdiler. Definden sonra bilhassa Warisüddin Muhammed grubuna mensuplarından, eskiden beri görüştüğümüz liderin kızı Leyla Muhammed Abla, Baş İmam, İmam Talib, Profesör Dr. Yasin, İmam Faruk, İmam Vezir Ali, İmam Şahin, Dr. Safir Rabb, ana binaya taziyeye geldiler. Ayrıca İmam Cümandi yanında genç bir imamla salona geldiler. Daha önce Hocaefendi ile görüşmüş olan bu zatlar derin bir üzüntü içinde idiler. Bizleri teselliye çalışıyorlardı.
Newark'ta Şefkat Vakfı açıldıktan sonra Prof. Dr. Yasin ve Prof. Dr. Hamit, vakfa gelip Savaş Beyle tanışmışlardı. Birkaç hafta sonra Warisüddin Muhammed'in yani hareketin liderinin kızı Leyla Muhammed'i de getireceklerini söylemişlerdi. Bu arada 16 yaşında iken Mısır'a gidip hâfız olmuş ve dînî tahsilini tamamlamış Emir Bey ile tanışan Şefkat Vakfı heyeti, ana dili İngilizce olan Emir Beyi vakıfta görevlendirmişlerdi. Emir, talim ve tecvid üzere çok güzel Kur'an tilavet ediyordu. Leyla Muhammed abla ziyaret sırasında Emir'in Kur'an okuyuşuna hayran olmuş, “Annem hasta, Chicago’da bulunuyor, buralara gelemez ama acaba bu Emir’i yanına götürebilir miyiz? Annem bizden hâfız olup Kur'an-ı Kerimi tecvid ve talim üzere güzel okuyan birisini ölmeden görebilecek miyim?” diyor deyince, beraber Warisüddin Muhamamed’in eşi ve Leyla Muhammed'in annesinin yanına gidiyor. Emir'in okuduğu Kur’an onu mest ediyor.
2015’te onlardan 8 kişilik bir grup, Bosna ve Türkiye gezisi için yola çıkarken, Savaş Beyi de yanlarına alıyorlar. Bosna'daki Burç Üniversitemizde, Dr. Yasin ve Dr. Hamid konferans veriyorlar.
Onlara en çok tesir eden, Ahmeci Köyünde camide cayır cayır yakılan 150 civarında Boşnak gençleri duyunca orada düşüp bayılanlar oluyor. Zulme karşı cok hassaslar. Öbür günkü programa katılamayanlar oluyor. Oradan Türkiye'ye gidiyorlar. Hizmetleri görüp hayran kalıyorlar.
O zamandan beri dostluklarımız devam ediyor. Amerika çapında 3-5 milyon büyük bir nüfusa mensup bu cemaat, Hizmetimizi, Amerika için Allah'ın bir lütfu olarak değerlendirmektedirler. Biz de eğitimci ve organize olan ve yerine ve zamanına göre isabetli kararlar ile hareket eden bu kardeşlerimizi bizden bir parça olarak görürüz; onların da bize bakışlarını aynı minval üzere olduğunu hep müşahade etmekteyiz. İfrat ve tefritten uzaklar. Onun için Amerikan Devleti onları resmen İslamiyet’in temsilcisi olarak kabul eder.
15 Temmuz'dan birkaç ay sonra Baş İmam Talib, dokuz imam ile beraber M. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ziyaretine gelmişti. “Ben, dedi, İncirlik'te subay olarak bulunuyordum. 28 tane beyaz Amerikalı askerin hidayetine vesile oldum. Onları Adana’da müftülüğe götürdüm. Sertifikalarını aldılar benimle beraber 29 kişi müracaat ettik ve bize İslâmiyete uygun yemekler çıkarılmaya başlandı. Bu olay 30 sene önce sizin Zaman Gazetenizde yayınlandı. Ben Hizmet’i biliyorum. Şimdi bazı partililer yanıma gelip sizin ve Hizmet’in aleyhinde iftira atmaya kalkışınca derhal karşı çıkıyor, ‘Bunları sizden öğrenecek değiliz’ diyorum” dedi.
Bir müddet sonra, o günlerde Leyla Muhammed Abla, İmam Faruk ve bir grup imam ile Hocaefendi’nin ziyaretine geldiler. Ayrılırken İmam Faruk, Hocaefendiye bir zarf uzattı. “Biz ayrıldıktan sonra açarsınız” dedi. Açıldığında içinden Amerikan Devletine 2004’lerde Hocaefendi için oturum engeli çıkarıldığından emekli bir Albay olarak İmam Faruk'un yazdığı “Bu zata oturum verilmelidir. Bu zatı, ben yaptığı hizmetlerle tanıyorum” mealindeki mektubun fotokopisi çıktı. İmam Faruk bize “Ben daha Müslüman olmadan önce 1971’de Almanya’da nükleer başlıklı silahların başında görevli bir subaydım. 1972’de Teksas'a döndüm ve Müslüman oldum. Daha sonra Warisüddin Muhammed’den bir daha ayrılmadım.” demişti.
Şimdi cenazeye gelmişlerdi. Stadyumda cenaze namazı kılındıktan sonra kampa gelip ikindi namazını kıldıktan sonra, defin sırasında mezara toprak attılar ve bizleri taziye ve teselliden sonra akşam namazını kılıp ayrıldılar. Allah hepsinden razı olsun.