Tahliyesi gündemde: Özgür Özel, Demirtaş'a bir de özür borcumuz yok mu?

Tahliyesi gündemde: Özgür Özel, Demirtaş'a bir de özür borcumuz yok mu?
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Özgür Özel, “Bugün Selahattin Demirtaş’la ilgili bir tahliye başvurusu yapıldı. Buna sayın Devlet Bahçeli’nin, ‘Tahliyesi Türkiye için hayırlı olacaktır’ demesi hayırlı bir demeçtir. Hayırlı şeye, hayırlı söyleyelim. Selahattin Demirtaş’ı, Figen Yüksekdağ’ı içeri atmakla övünenlere soruyorum; bugün hayırlısı bu diyorsanız, dönüp de bir özür borcunuz yok mu acaba? Açık söyleyeyim, bizim de özür borcumuz var. Bu partinin de kusuru var; partinin bu dönemki genel başkanı olarak tarih önünde tüm Türkiye’den özür diliyorum. Dün kendisine ‘terörist’ diyenler, bugün ‘tahliyesi hayırlı’ diyor. Çünkü rejim şeytan değiştirir. Bu rejim düşmanlık, kavga ve korku üzerine kurulu olduğu için o gün rejime düşman lazımdı, şeytan lazımdı; bugün rejime şeytan lazım; Ekrem İmamoğlu…” dedi.
Özgür Özel, konuşmasında ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e, “Başsavcılık görevinin ve maaşının yanında başka bir gelir elde ettiniz mi?” sorusunu yöneltti. Gürlek’e soruya yanıt vermesi için 1 gün süre veren Özel, 704 yıl hapisle yargılanan ancak serbest durumda olan Aziz İhsan Aktaş’ın da kaçtığının söylendiğini belirtti.

Özgür Özel’in grup toplantısında yaptığı konuşmadan bazı bölümler şöyle:

    (6 Şubat depremi) Erdoğan ‘bir yıl sonra çadırda kimse kalmayacak sözü’ verdi. Bir yıl bittiğinde 658 bin konut yapılacaktı, 18 bin konut teslim edildi. Şimdi 1000. gündeyiz. 300 bine yakın konutu teslim etmekle övünüyorlar.
    Malum Gebze’de bir şehircilik skandalı yaşanıyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı, sonra Ulaştırma Bakanlığı’na devredilen bir metro inşaatı var ve bu metro inşaatında 7 katlı kendisi sağlam olan bir bina maalesef yıkıldı, devrildi ve dört yurttaşımızı kaybettik orada.
    Sonrasında 21 bina, 28 iş yeri tahliye edildi. Ve ardından daha olay sıcakken erken iletişim iyidir diyerek Ulaştırma Bakanlığı hemen ‘konunun bizimle ilgisi yok’ dedi, çıktı kenara. Oysa geçen sene Temmuz ayında Makine Mühendisleri Odası’nın sorularla güçlendirdiği bir raporu çıktı ortaya. Diyor ki burada metro yapıyorsunuz, zemin zayıf. Bu inşaat bu apartmanların altındaki zeminde kayma yaratabilir. Çalıştınız mı, baktınız mı, evleri boşaltmayı düşünüyor musunuz? Kaç taneye boşalttınız? Burada kentsel dönüşüm düşünmüyor musunuz? Hiç kimse kıymet vermemiş ona.
    İlk önce bina çökünce ‘o binaya özel bir şeydir, bizle ilgisi yok metromuzla’ dediler. Ama şimdi anlaşılıyor ki bütün bir mahalle o metro inşaatı yapılırken doğru tedbirler alınmadığı, özen gösterilmediği için büyük bir felaketin kenarından dönmüş.
    Millet krizden, adaletsizlikten perişan durumda ama Adalet ve Kalkınma Partisi’nin derdi bu hafta bu yüce çatı altında Vakıflar Kanunu, Vakıflar Kanunu. Ne yapacak Vakıflar Kanunu’yla? Bakın ne yapmaya çalıştıklarını söyleyeyim. Galata Kulesi… 1960’ta en son hali verilmiş, İstanbul’un gözbebeği bir yer. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeydi. İBB AK Parti’deyken yıllarca İstanbul Büyükşehir’deydi. Giren her turistten alınan yerli yabancı turistten giriş ücretleri İBB’ye kalıyordu. İBB de onunla hizmet yapıyor.
    Ta ne zamana kadar? 2019’da Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir’i kazanana kadar. 2020’de gittiler. Galata Kulesi’ne çöktüler ve İBB’den aldılar. O gün bugün yargı süreci sürüyor. Yargı sürecinin tamamı İstanbul Büyükşehir haklı görüyor. Kararlar çıktı, onandı durdu. An meselesi Galata Kulesi tekrar İstanbulluların olacak.
    Turizm Bakanlığı çöktü ya oraya. Oradan gelen gelirle İstanbul’a hizmet yapılacak. Yere Batan Sarnıcı ne haldeydi? İBB ne hale getirdi gördünüz. Ziyaretçi sayısı nasıl onlarca kat patladı gördünüz. Oraya giren ziyaretçilerden alınan paralar var. Ama yere Batan Sarnıcı’nda da bir vakfın çivisi var. Orayı da Kültür Bakanlığı’na alacak. Amaç hani vergi borçlarını, SGK’yı faiziyle bir seferde belediyelerden alıp belediyeler maaş dağıtamaz, çöp toplayamaz hale gelsin de CHP belediyeciliği gözden düşsün.
    Nihayet Eylül ayı başında dedikleri iddianame yeni çıktı. Bir günde çöp oldu. 1 buçuk kanal arkasında durmaya biraz çalıştı. Okundukça perişan oldular. ‘Bu muymuş?’ dendi. ‘Öyle miymiş?’ dendi. Şimdi işte bekliyoruz. Yarın ne olacak.
    Ama şu var. 704 yıl bir suç örgütü lideri var. Aziz İhsan Aktaş. Ben söylemiyorum. Savcı söylüyor. ‘Suç örgütü lideri’ diyor. ‘Örgütü bu gördü’ diyor. ‘Şunu yaptı, bunu yaptı’ diyor. ‘Sonra geldi bize itiraf yaptı’ diyor. ‘Önüne gelene bir şey söyledi’ diyor. 704 yılda hapsini istiyor ama serbest geziyor. Ortalıkta dolaşıyor. Dolaşıyor, dolaşmıyor bilinmiyor. Bugünlerde kaçtığı da söyleniyor. Gören görürse bilen olursa söylenir.

Akın Gürlek’e 24 saat süre verdi

    Hakimler Savcılar Kanunu’nun 2802 48. maddesinin son fıkrası şöyle. Hakim ve savcılar kanunlarda belirlenenden başka resmi ve özel hiçbir görev alamazlar, kazanç getirici faaliyette bulunamazlar. Kanun böyleyken İstanbul Cumhuriyet Başsavcısına soruyorum. Başsavcılık görevinin ve maaşının yanında başka bir gelir elde ettiniz mi resmi yoldan?
    Sözlü sorular sözlü sorular süresi içinde yanıtlanır ve meclise gelip muhatabının yüzüne okunurdu. Tatmin olmazsa yeni soru sorardı. Yarın akşama kadar bu sözlü soruma cevap bekliyorum. Cevap gelmediği takdirde yarın akşamki mitingimizde bu sözlü sorumun cevabını verdikten sonra tüm basın yayın organlarına ilgili belgeleri yolluyorum. Sözlü sorumum süresi yarın akşam bitiyor. Hadi bakalım.

Rejime düşman lazım!

    Her başvurudan sonra Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi oraya bile gidip itiraz ettiler. O itirazları da reddedildi ve bugün Selahattin Demirtaş’la ilgili bir tahliye başvurusu yapıldı. Buna Sayın Devlet Bahçeli’nin ‘hayırlı olacaktır’ tahliyesi demesi çok hayırlı bir demeç. Hayırlı şeye hayırlı söyleyelim.
    Selahattin Demirtaş’ı, Figen Yüksekdağ’ı içeri atmakla övünenlere soruyorum; bugün hayırlısı bu diyorsanız, dönüp de bir özür borcunuz yok mu acaba? Açık söyleyeyim, bizim de özür borcumuz var. Bu partinin de kusuru var; partinin bu dönemki genel başkanı olarak tarih önünde tüm Türkiye’den özür diliyorum.
    Bugün gelmişler sütten çıkmış ak kaşığı dönmüşler! O hayırlı olur, bu hayırlı olur! Yine karşısında halen daha Selahattin Demirtaş diyebiliyor ki sadece benim açımdan değil 86 milyonun kardeşlik hukuku açısından önemsiyorum bu kararı. Selahattin Demirtaş’ın bu erdemli, bu onurlu, bu sabırlı bu örnek olacak tutumu karşısında kendisine yürekten, yürekten bir teşekkür ediyorum. Yürekten. Herkesin yapacağı iş değil bu.
    Bir de işin bu tarafına bakalım şimdi. O gün Selahattin Demirtaş’a ‘terörist’ diyenler, ‘elikanlı’ diyenler, ‘bilmem kaç kişinin ölümünden mesul’ diyenler neredeyse ‘idamı getirelim’, ‘asalım’ diyecek olanlar bugün ‘oralar hayırlı’ diyor. ‘Doğru’ diyor. Çünkü rejim şeytan değiştirdi arkadaşlar. Rejim şeytan değiştirdi. Bu rejim düşmanlık üzerine kurulu bir rejim olduğu için o gün rejime düşman lazımdı. Şeytan lazımdı.
    O gün rejimin şeytanı Selahattin Demirtaş’tı. Bugün rejime şeytan lazım. Ekrem İmamoğlu! O gün bugün el uzattıkları, af diledikleri, övdükleri dün onların düşmanıydı. Partinin adı HDP’ydi, Demdi. ‘HDP’yi kapatmayan Anayasa Mahkemesini kapatalım’ diyorlardı. Bugün orada başka bir yere geçtiler! Bugün yeni düşman Cumhuriyet Halk Partisi!
04 Kasım 2025 17:35
DİĞER HABERLER