Küçük Prens

Küçük Prens
Samanyoluhaber.com yazarlarından Abdullah Aymaz'ın yeni köşe yazısı 'Küçük Prens' başlığını taşıyor.
         Bir önceki “Gözleri  Yaşaran Oryantalist”  başlıklı yazımda Peder Maurice Borrmans ile ilgili, 2014 yılında, PISAI’nin  Tunus’tan Roma’ya taşınmasının 50. Yılı münasebetiyle Tevere Vakfı mensupları ile Vatikan’da buluşup beraber bir yemek yediğimizi ve lokantada coşup Zilzal Suresini heyecanla ve yüksek sesle okuduğunu bahsetmiştim. Borrmans sohbetimizin devamında bir cebinde İncil, bir cebinde de devamlı Kur’an taşıdığını söylemişti. Sonra da “Küçük Prens” yazarı Antoine de Saint-Exupery ile hemşehri olduğunu, Fransa’nın Lyon şehrinin tren istasyonunun binasının görüntüsünün Küçük Prens yazarının Uçan Kazlarla ilgili romanından esinlenilerek uçan kazlar şeklinde tasarlanıp yapıldığını da bize anlatmıştı.

         Onun için  “Küçük Prens”ten söz etmek istiyorum:

         Bu eser, Fransız  yazar, Antoine de Saint-Exupery tarafından yazılmış ve Türkçemize de Cemal Süreya ve Tomris Uyar tarafından tercüme edilip kazandırılmıştır.

         Meşhur Fransız romancısı Antoine de Saint-Exupery, 1900 yılında Fransa’da doğdu. Bir kontun oğluydu. Dört yaşında iken babasını yitirdi. Öğrenimini tamamladıktan sonra pilot oldu. İkinci Dünya Savaşı’na havacı olarak katıldı. 1944 yılında görevli olarak, bir keşif uçağıyla Korsika’dan havalandı. Bir daha da dönmedi. (Seneler sonra birisi “Onun uçağını ben düşürdüm. Bilseydim o uçağın içinde  Küçük Prens yazarı vardı. Hiç düşürür müydüm?” diye hayıflanmıştı. Ben de bunu medya haberlerinden öğrenmiştim. A.A.)  Ölümü böyle oldu. Yaşadığı hızlı, yoğun hayat, romanlarına yansımıştır. “Hayat, bize bütün kitapların öğrettiğinden daha çoğunu öğretir. Çünkü hayat, bize karşı direnir. İnsan, ancak engellerle karşılaşıp onları aşmaya çalıştıkça kendini tanıyabilir.” der. En önemli eserleri arasında Gece Uçuşu, Savaş Pilotu, İnsanların Dünyası… sayılabilir. Ama Saint-Exupery’nin en ünlü, en sevilen eseri, Küçük Prens’tir.  Yazar, bu kitabında çocukluğu anlatır, çocuk duyarlılığı ile hayat problemleri arasında sıkı ve ilginç bağlar kurar. İki usta yazar, Cemal Süreya ile Tomris Uyar’ın büyük bir özenle Türkçeye çevirdiği Küçük Prens,  gerek taşıdığı özle, gerek anlatımdaki ustalığıyla, dünyanın en beğenilen çocuk klasiklerinden biri olmuştur. İlkokul ortaokul çağlarındaki çocuklar kadar, büyüklerin de ellerinden düşürmeyeceği bir başucu kitabı Saint-Exupery kendi çizdiği resimlerle süslediği bu güzel bu güzel kitap istifadelere sunuluyor.

         Hizmetimiz Sızıntı dergisiyle yayına başladı. Daha sonra Yeni Ümit, Yağmur dergileri ile yeni bir dergicilik örneği başladı. Sonrasında da çocuklar için Gonca dergisi tasarlanıp neşredildi… 15 Temmuz’dan sonra her şeye el konulup zâlimâne çökülünce, gazete ve televizyonla beraber bunlarla ilgili yayın çalışmaları da durdurulmuş oldu. Yurt dışında tekrar Hizmet dirençle ayakta olduğunu ifade için Çağlayan dergisini neşretmeye başladı…  Bu arada çocuklar için de dergiler tasarlandı ve neşredildi. Sızıntı’nın başta İngilizce olarak çeşitli dillerde de benzeri neşirleri için gayret edildi. Aylık Aile Dergisi NEVBAHAR  gibi…


         Evet çocuk kitapları için de çalışmalar var. Atlasiya ve Filozof gibi…

         Dik duranı, sadakatla doğru yolunda devam edenleri Cenab-ı Hak yalnız bırakmaz.

         Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar ise konuşa konuşa anlaşılır. Biz buna geçmiş mânada diyalog diyoruz. Bu gün bütün dünyada imkân nisbetinde diyaloglar devam ediyor. Hizmet’i dünya çapında ayakta tutan sütunlardan birisi de diyaloglardır. Hem de göstermelik değil; samimi diyaloglar.
04 Kasım 2025 12:27
DİĞER HABERLER