İşimiz durmadan yürümek

İşimiz durmadan yürümek
Samanyoluhaber.com yazarlarından Safvet Senih "İşimiz durmadan yürümek" başlıklı yazısında bazı notlarını okuyucularıyla paylaştı.
          2002 yılından bazı notları arzetmek istiyorum:

          Nijerya’nın OSYM  Başkanı, YÖK  Başkanı ve Bakanlar Kurulu, toplantılarında hemen namazlarını kılıyorlar. Bu şahsiyetlerin içinde yedi defa hacca gidenler vardır…

          Nijerya 120 milyon…  Oraya,  Risale-i Nur havası girmeli… Irkçılığa karşı tek çare…  Öfke ve hırs ile birbirine saldıran ırkçılığa top tüfek  bir şey yapamaz…   Ancak bunu  Hizmet önleyebilir. Hz. İsa ve Hz. Meryem’i bile zenci yapan ırkçılığı hafife  almak mümkün değil…  İslâmiyet muvakkaten büzüşse bile açılacak….  Mekke’ye çekilme ise, Kıyamette olacak…

          Sahabe Efendilerimizden sonra, kâmilâne bir temsili Osmanlı gösterdi. Muhyiddin Arabî, İkinci Temsilin de Osmanlı ile biteceğini söylüyor. Ama ondan sonra inkişaflar zuhur etmeye başladı. Teşkilât-ı Mahsûsa hesabına Üstad Bediüzzaman Hazretleri aşiretler arasında dolaşıyor…  Sonra Şam’da hutbesini okuyor…  Şam önemli… Mahşerin çekirdeği olduğuna dair rivayetler mevcut…  Evet Şâm-ı Şerif, bir zamanlar İslam Merkezi, ilk inkişâfın baş şehridir. Efendimizin (S.A.S.)  getirdiği Kitap ve icra ettiği Sünnetin ışığında bu yürüyüş devam edecektir. Biz de Din-i İslamı elimizden geldiği kadar temsil edeceğiz. Efendimizin (S.A.S.)  temsili, tebliğinden üstündür. Enâniyet ve bireyselliğin son derece geliştiği bir dönemde işe tebliğden başlamak reaksiyon ve allerjiye sebep olabilir. M. Fethullah  Gülen Hocaefendi bu şartlarda, İslamiyetin insaniyet yönlerini ön plana çıkarılması gerektiğini söylemişti…

          Biz hiç durmadan yürümeye devam etmeliyiz. Muhabbet fedaisi ve sulh-u umuminin temsilcisi olan bu Hizmet, inşaallah dünya barışını temin edecektir.

          Evet insanlık teknolojinin öldürücü tehditleri karşısında duyarsız  kalamaz. Ne ile savaşır ve ne ile karşı koyarsanız atmosferi kirletirsiniz. En mühim mesele, savaşları önleyici iş yapmaktır. Evet bizim işimiz iyi niyetle durmadan yürümek…  Biz için DUR  komutu, terhis demektir.  Yani durursanız ölürsünüz. Dur komutu yok. “Hatta yakîn gelinceye kadar Rabbine ibadet et, ubudiyette  bulun.” (15/99)

          Bize düşen sadece: a)Allah’ın işine karışmama… b)Büyük ruhlu ve ufuklu olma, c)Hiç kimseyi tahrik etmeme…

          **                 **                 *

          Bedir Harbinde  alınan ganimetler aslında, Mekke Müşriklerinin, Müslümanlardan  gasben alınıp (bu süreçte Hizmet mensuplarının mal ve mülklerine çökülüp el konulmuş şeyler gibi)  satılmaya götürülen eşyalardı…  Yani Müslümanlar Bedir’de, kendi mallarını istirdat edip geri almak için müdafaa harbi yapmışlardı.

          **                 *                   *

          Hz. Süleyman menkıbelerinde vardır…  Hz. Süleyman’ın hazinelerinin Kaf  Dağının arkasında olduğuna inanlar Kaf  Dağına  gidip burç burçlardan bakıp hazineleri görünce gülüp kendilerini aşağı atıyorlarmış…  Atan atana…

          Mehlika Sultan aşıkları gibi…  Hadis-i Şerifte buyuruluyor ki:  “Muhakkak, şu Hacer-i Esved (Hacer-i Es’ad)  için iki göz vardır ki, onlarla görür; onun bir de dili vardır ki, onunla konuşur.” Yani bir disk gibi Hacer-i Esved gören gözleriyle bir kamere hassasiyetiyle gelip istilam edenleri  aynen kaydetmektedir.

          **                 *                   *

          Merhum Mehmet Ali Şengül Hocamız anlatmıştı:

          Tayvan’da bir Budist grubun ziyaretine gitmiştik. Namaz vaktinde mabedlerinin uygun bir yerinde namazımızı cemaatle kıldık. Namazdan sonra sesli olarak toplu halde ve sesli olarak uzun tesbihatı yaptık. Sonra Kur’an’dan bir aşir okudum, biraz uzatarak Fetih ve Kıyame Surelerini de ilave ettim. Meğer onlar da dışarıdan baştan sona bizim ibadet ve tesbihatlarımızı can kulağı ile dinliyorlarmış. Bize “Ne güzel şeyler okuyordunuz!..” dediler. Biz onların,  liderlerine, Tayvanlı Faysal Bey ile bir Esmâ-i Hüsna tablosu hediye ettik. Faysal  Suudî Arabistan’da yetişmiş. Arapçası, İslami ilimler bilgisi tam… Liderleri Faysal Beye Esmâ-i Hüsna'nın mânasını sordu. O da İsimleri birer birer okuyup kendi diline göre izâh etti. Allah’ın 99 ismini öğrenince, lider, “Bu tablo benim her gün görebileceğim mutenâ bir yere asılsın. Çünkü bizim ilâh kabul ettiğimiz şeylerin bütün isimleri. Demek ki, hepsi Allah ismi esas alınıp Ona izafe edilmiş!..” dedi.
14 Ağustos 2025 11:25
DİĞER HABERLER