Eğitimde 'Örnekleri Kendinden Bir Hareket'

Eğitimde 'Örnekleri Kendinden Bir Hareket'
Samanyoluhaber.com yazarlarından Orhan Keskin, yeni köşe yazısını okurları için "Eğitimde 'Örnekleri Kendinden Bir Hareket'" başlığı ile kaleme aldı.
Eğitim yalnızca teorik bilgi aktarımından ibaret değildir; kişinin ruh dünyasını, karakterini, değerlerini ve ahlaki tutumunu şekillendiren hayati bir süreçtir. Bu noktada müfredat dışı ve okul saatleri haricinde verilen evrensel ahlaki değerler eğitimi, öğrencilerin hayat boyu sürdürecekleri insani vasıfların gelişiminde kritik bir rol oynar. Eğitim bilimcileri, değerler eğitiminin yalnızca müfredat ve ders kitaplarıyla değil, öğrencilerin yaşayarak, gözlemleyerek ve örnek alarak öğrenmeleriyle kalıcı hâle gelebileceğini vurgular.

Prof. Thomas Lickona, karakter eğitimi alanında yaptığı çalışmalarla “Ahlaki değerler, ancak onları yaşayan insanların yanında anlam kazanır.” demiştir. Bu ifade, değer aktarımının soyut ilkelerden çok, somut davranışlarla öğretilebileceğini göstermektedir. Fethullah Gülen Hocaefendi de benzer şekilde “Sözle anlatılan şeyler unutulur, ama yaşanan şeyler kalır.” diyerek, öğretmenin davranışlarının öğrenciler için en güçlü ders olduğunu ifade etmiştir.

Değerler Eğitiminin Zaman ve Mekân Sınırları

Müfredat dışı ve ders saatleri haricinde yapılan etkinlikler (kulüpler, sosyal sorumluluk projeleri, kamplar, gönüllü çalışmalar) öğrencilerin ahlaki duyarlılıklarını artırır. John Dewey, “Okul, hayatın kendisidir.” derken aslında öğrenmenin dört duvarla sınırlı olmadığını belirtmiştir. Bu bağlamda, okul dışında yapılan gözlem, paylaşım ve yardımlaşma faaliyetleri, öğrencilerin empati, sorumluluk, dürüstlük gibi değerleri içselleştirmesinde etkili olur.

Gülen Hocaefendi’nin tavsiyeleriyle kurulan eğitim kurumlarında, öğretmenler yalnızca bilgi aktarıcısı değil, aynı zamanda “örnek şahsiyet” olarak görülür. Bu kurumlarda yaygın olarak benimsenen “Örnekleri kendinden bir hareket” yaklaşımı, öğretmenin önce kendi hayatında uyguladığı değerleri, doğal davranışları ve samimiyetiyle öğrencilerine yansıtmasını ifade eder. Gülen Hocaefendi bu yaklaşımı şu sözleriyle özetler:

“Öğretmen, sadece bilgi aktaran biri değil, aynı zamanda öğrencilerine iyi bir örnek ve rol model olmalıdır.”

 

Yaşayan Örneklerle Eğitim

Araştırmalar, değerler eğitiminin öğretmen-öğrenci ilişkisi üzerinden daha etkili yürüdüğünü göstermektedir. Eğitim bilimci Nel Noddings, “Bakım Etiği” teorisinde, öğrencinin öğretmen tarafından gerçekten önemsendiğini hissetmesi hâlinde, değerleri daha güçlü biçimde içselleştirdiğini savunur. Öğrenciler, yalnızca dersin içeriğinden değil, öğretmenin problem çözme biçiminden, insanlara yaklaşımından ve zorluklar karşısındaki duruşundan da öğrenir.

Gülen Hocaefendi’nin şu ifadesi, bu yaklaşımın eğitimdeki yerini netleştirir:

“Öğretmen, öğrencilerine anlatmak istediği doğruları önce kendi hayatında tatbik etmeli, onlara sadece diliyle değil, haliyle de konuşmalıdır.

Bir öğretmen, öğrencilerine davranışlarıyla, ahlakıyla, fedakarlığıyla ve insanlara karşı gösterdiği şefkatle örnek olmalıdır.”

Bu nedenle, öğretmenlerin okul saatleri dışında da öğrencilerle vakit geçirmesi, onların sorunlarını dinlemesi, birlikte sosyal faaliyetlerde yer alması, değerler eğitiminin bir parçasıdır. Bu yöntem, öğrencinin öğretmene güven duymasını ve değerleri rol model üzerinden öğrenmesini sağlar.

Müfredat Dışında Uygulanan Örnek Faaliyetler

Toplumsal Hizmet Projeleri olarak öğrenciler; yaşlı bakım evlerinde gönüllü olabilir, çevre temizliği etkinliklerine katılabilir, alt yaş gruplarına ders anlatabilir, kamp aktiviteleri yapabilir, sanatsal ve yayın çalışmaları yapabilirler. Bu tür faaliyetler, hem sorumluluk duygusunu hem de topluma aidiyeti pekiştirir.

Kültürel ve Manevi Sohbet Halkaları Kurabilirler; Resmî derslerin dışında yapılan, samimi sohbet ortamları öğrencilerin hem bilgi hem de değer kazanmasına yardımcı olur.

Takım Çalışmaları ve Spor Etkinlikleri; İş birliği, adalet ve sabır gibi değerler, birlikte yapılan faaliyetlerde doğal olarak gelişir.

“Örnekleri Kendinden Bir Hareket”in Etkisi

Gülen Hocaefendi’nin eğitim anlayışında, öğretmen “yaşayan değer” konumundadır. Bu anlayışta öğretmen; dürüstlüğü, merhameti, çalışkanlığı, fedakarlığı, empatiyi ve tevazuyu yalnızca sözle anlatmaz; öğrencilerin günlük yaşamında gözlemleyebileceği şekilde uygular. Öğrenciler, bu tutarlı davranışları gördüklerinde, değerleri bir ödev olarak değil, hayatın doğal parçası olarak algılar.

“model olma” (modelling) stratejisi olarak da bilinir. Albert Bandura’nın Sosyal Öğrenme Teorisi’nde belirttiği gibi; “İnsanlar gözlem yoluyla öğrenir. Öğretmen, bu gözlemin en güçlü merkezidir.”

Sonuç

Müfredat dışı ve okul saatleri haricinde yürütülen evrensel ahlaki değerler eğitimi, bireyin karakter inşasında vazgeçilmezdir. Bu süreçte en kritik unsur, öğretmenin örnek şahsiyeti ve öğrencilerle kurduğu samimi ilişkidir. “Örnekleri kendinden bir hareket” yaklaşımı, Gülen Hocaefendi’nin ifadesiyle, “Muallim, ferdin üzerinde anne, baba ve cemiyetten kat kat daha fazla tesire sahiptir. Aslında anneyi, babayı, hatta cemiyeti bile yoğuran odur. Onun elinin içine girmediği her hamur tatsız ve tuzsuz kalmaya mahkumdur.” ilkesine dayanır. Böylece hem bilgi hem de değer aktarımı, içtenlik ve güven üzerine inşa edilir.

Toplumsal ahlakın korunması ve geliştirilmesi, yalnızca ders kitaplarında yazan kurallarla değil; yaşanan, hissedilen ve paylaşılan değerlerle mümkündür.
13 Ağustos 2025 11:46
DİĞER HABERLER